Kimler böbrek hastalığı için risk altındadır? Böbrek hastası çocukların oranı nedir?
Böbrek hastalığı her yaşta görülebilir, ancak deneyimlerimiz gösteriyor ki, bebekleri ve çocukları etkilediğinde, anne babalar için hem çok daha büyük bir üzüntü, hem de çok büyük bir tedirginlik başlamaktadır.
Çünkü aileler öncelikle kafalarındaki şu sorulara yanıt bulmaya çalışırlar;
· Neden benim çocuğum?
· Böbrek hastalığının tedavisi var mı?
· Tam iyileşir mi?
· Çocuğuma ne olacak?
· Benim hatam nedir?
Bunlar gibi birçok soru ile anne babalar büyük bir karmaşa yaşarken, biz hekimler açısından da hem hastalığa doğru yaklaşımda bulunmak, hem de ailelerin kafasında dile getirilen ya da getirilmeyen bu sorulara yanıt vermek bir
zorunluluktur.
Yani çocuklarda neden ve hangi tipte böbrek hastalıklarının görüldüğünü anlamak ve önlenebilir nedenler için çaba sarfetmek, önlenmesi mümkün olmayan durumlar için doğru ve modern yaklaşımı bulmak gereklidir.
Böbrek hastalıkları, özellikle doğumsal defektler erkek çocuklarda kızlara göre yaklaşık iki kat daha sık görülür...
Ülkemizde çok kesin istatistiksel veriler ne yazık ki yoktur. Son yıllarda çocuk Nefrolojisi Derneği ve Türk Nefroloji Derneğinin büyük gayretleri ile ülkemize ait veriler de toplanmaktadir.
ABD de her yıl 1200000 çocuk idrar yolu infeksiyonu tanısı alıyor ve bunların hemen hemen üçte birinde “reflu” dediğimiz idrarın mesaneden böbreklere doğru geriye kaçışı saptanıyor.
İdrara kan ya da protein kaçışı ile seyreden “nefrit” grubu hastalıklar her yıl yaklaşık 300 000 çocukta ortaya çıkmaktadir. Başka bir oran da, her yıl 20 000 bebeğin böbrek anomalisi ile doğduğudur.,,
her yil, 4500 çocuk ve gençte çeşitli böbrek hastalıklarına bağlı olarak diyaliz gerekmekte ve ABD de her yıl 2000 süt çocuğunun yaşamı böbrek ve üriner sistem ilişkili nedenlerle sonlanmaktadir.
Durum ülkemizde de çok farklı değildir...Geçen yıl nefroloji merkezlerimizde 3000 hasta yatırılarak izlenmiş, 8000 hasta nefroloji polikliniklerinde görülmüştür.
Görüldüğü gibi aslında çocuklarda da oldukça sık karşılaşılan bir hastalık grubundan sözediyoruz.
Türkiyede çocukların böbrek hastası olmasında diğer toplumlara göre bazı hastalıklar dışında çok anlamlı bir fark olmadığını biliyoruz. Ancak örneğin hemolitik üremik sendrom, AIDS e bağlı gelişen nefrit gibi batı toplumlarında çok sık görülen bazı
hastalıkları biz çok nadir görüyoruz, aynı şekilde aşağıda sözünü edeceğim bazı hastalıklar da bizim toplumumuzda daha sık goruluyor.
Ülkemizde kırsal kesimde enfeksiyon hastalıkları daha sık görülüyor. Böbrek ve idrar yolu ilişkili enfeksiyonların sıklığı da bu bölgelerde daha fazladir.
Hekime doğru zamanda ulaşamama, doğru tedavi ve tetkiklerin uygulanmasındaki gecikmeler nedeniyle aslında önlenebilecek iken hastalarımızda kalıcı böbrek hasarı, kronik böbrek yetersizliği gelişiyor.
Son yıllarda sıklığı biraz azalmakla birlikte ülkemizde çocuk yaş grubunda kronik böbrek yetersizliğinin birinci sıradaki nedeni iyi tedavi edilmemiş, iyi izlenmemiş idrar yolu infeksiyonları, “reflu” dediğimiz idrarın mesaneden
böbreklere doğru geriye kaçışı ve bu durumun böbrekte yarattığı kalıcı hasar olan “reflu nefropatisi” dediğimiz böbrek hastalığıdır.
Şehirleşme ile kapalı toplumda yaşama sonucu gelişen bazı böbrek hastalıkları örneğin Akut glomerulonefrit ( beta mikrobu ilşkili nefritler) ulkemizde biraz daha fazla görülmektedir.
Ülkemizin çok heterojen yapısı ve yaşam şekilleri nedeni ile şehir ve köylerdeki böbrek hastalığı farkı konusunda çok gerçek bir yorum yapmak kolay değildir.
Sosyo-ekonomik düzeyin düşük olduğu kesimlerde olanaksızlık ve ihmal, varolan hastalığa doğru teşhis ve tedavi yaklaşımını engelliyor.
Akraba evliliklerinin yaygın olduğu bölgelerimizde kalıtsal böbrek hastalıklarını çok daha sık görüyoruz..
Ailevi Akdeniz Ateşi ülkemizde sık görülen ve erken teşhis edilip uygun tedavi başlanmadığında amiloidoz isimli böbrek hasarına yol açabilen bir hastalık.
Ülkemizin de yeraldığı akdeniz kuşağına özgü bir hastalık olması nedeniyle birçok batı ülkesinden farklı bir durum oluşturmakta. Çocuk yaşlarda tanısının konması ve doğru tedavi uygulanması hasta için çok önemlidir.